Sizin için uygun satış danışmanını arıyoruz
Yıllarca gişelerde farklı sistemlerin kullanıldığına şahit olduk. Kimi dönemlerde birden fazla sistem gişelerde kullanılırken, kimi dönemlerde de yalnızca bir sistem ile tekil bir geçiş formatı tercih ediliyor. Bu dönemden döneme şartlar ve sürücülerden gelen geri dönüşlere göre değişen bir durumken, günümüzde de yalnızca bir adet geçiş sistemi kullanılıyor.
OGS, tam adı ile Otomatik Geçiş Sistemi Türkiye’deki ücretli yollarda kullanılmış bir gişe ödeme sistemidir. Adından da anlaşılacağı üzere bilet ücreti ile köprü ve yollardan geçiş sistemini otomatize hale getirmeyi hedefleyen bir sistemdir. Sistem 1999 yılında kullanılmaya başladı ve amacı gişedeki işlemlerin daha da hızlanmasıydı.
OGS ile beraber kullanılan farklı geçiş sistemleri de mevcut. Bunlar KGS ve HGS olarak kısaltılmış sistemlerdir.
KGS, tam adı ile Kartlı Geçiş Sistemi köprü ve otoyollarda kullanılan sistem 1 Şubat 2013 tarihinde kaldırıldı. Kontaksız kart vasıtası ile işleyen bir sistem olmasının yanı sıra sistem içerisinde nakit KGS ve kredili KGS olmak üzere iki farklı kart sunulmaktaydı. Nakit KGS kart ile bakiye yükledikçe kullanılabilen bir işleyiş sunulurken, kredili KGS ise banka müşterilerine sunularak kredi kartlarından gerçekleşmekteydi. Bu sistem için araç sınıflarına özel olarak kart çıkarılması gerekirken sadece Garanti Bankası, Halk Bankası, Türkiye İş Bankası, Vakıflar Bankası ve Ziraat Bankası üzerinden kredili KGS işlemleri sağlanabiliyordu. Sistem 2003-2004 yılları arasında kademeli olarak getirilirken sadece 10 sene ayakta kalabildi.
HGS, açılımıyla Hızlı Geçiş Sistemi günümüzde faal olarak kullanılan, ilk olarak 17 Eylül 2012 yılında kullanılmaya başlayan geçiş sistemidir. HGS’yle beraber pasif RFID teknolojisi gişelerde kullanılmaya başlamış olup bu sayede geçişler daha da hızlı hale geldi. Sistemde araçların ön camında yer alan etiketlerin gişelerdeki antenler ile algılanması ile gerçekleşmekte. Bu etiketlerin her biri ödeme için kişilerin tanımladığı hesaplara bağlıdır. Bu sistem gişede yer alan dört farklı açıdan görüntü alan kameralarla da desteklenmekte. Sistem ile aracın sınıf ve plakası tespit edilerek ödeme için gerekli hesaplamaların da hızlıca yapılması sağlanır. Diğer iki sistem KGS ve OGS’nin tüm noksanlarını ortadan kaldıran sistem gişelerdeki sıraların ve yaşanan sorunların da büyük ölçüde önüne geçmiştir.
Otomatik geçiş sistemi temel olarak ücretli otoyol ve köprülerdeki geçişlerde ödemeleri daha hızlı alabilmek için kullanılan bir sistemdir. Sistem sayesinde araçların uzun kuyruklar oluşmasına imkan vermeden ödeme alınabilmesi hayata geçmiştir. Sistem bugün kullanılan HGS sisteminin atası olarak da tanımlanmaktadır.
Sistem gişelerdeki antenler üzerinden çalışmaktadır. Araçlar üzerindeki etiketlerin bu antenler ile algılanması sonucunda ilgili araçtan otoyol veya köprü ücreti tahsil edilmektedir. Bu sistem bu işi sağlayan RFID aktarıcısıdır. Bu sistem sayesinde uzun yıllar boyunca bekleme oranları düşürülmüş, köprü ve otoyol trafik yoğunluğu da düşürülmüştür.
İlk çıktığı dönemde kafa karışıklığı yaratsa da yıllar içerisinde kullanım alışkanlığının oturmasıyla birlikte avantaj olduğu fark edildi. Kullanıcıların bu sisteme alışması da ileride yapılacak olan sistemlerin farklı bir sistem değil de OGS’nin daha gelişmiş bir hali olması gerekliliğini doğurdu. Bu durumda da bir sonraki adım tıpkı OGS gibi RFID teknolojisini kullanan HGS’nin ortaya çıkmasına neden oldu.
Otomatik Geçiş Sistemi yani OGS alınan kararlarla beraber 31 Mart 2022 tarihinde kaldırıldı. Daha öncesinde yükleme yapan veya borç sahibi olan kişilere ise yeni düzenlemeler ile HGS’ye geçişleri sağlandı. Temel olarak bir kolaylık sağlaması için gelen OGS sistemi, HGS’nin getirdiği fayda ve sistemin HGS’ye göre güncellenmesi ile beraber tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı. HGS’nin yapısı sebebi ile de kullanıcılar geçiş esnasında çok fazla zorlanmadı, sadece HGS için gereken birkaç prosedürü yerine getirmeleri süreçteki uyumluluğun sağlanabilmesi için yeterliydi.
OGS kalktıktan sonra kullanıcılar hala HGS’ye geçmedilerse otoyollardan veya köprülerden geçildiğinde bunun belli bir cezası bulunmaktadır. Kullanıcıların HGS olmaksızın geçişlerinden sonra 15 gün içerisinde aboneliklerini başlatmaları gerekir. İlk yapılan HGS’siz geçiş ihlalinde herhangi bir yaptırım olmaksızın abone başlangıcıyla beraber sadece ilgili gişedeki ücret alınır.
15 gün içerisinde başvurmayan ve ilk defa ihlal yapmayan sürücülere ise geçtikleri gişeden alınan ücretin tam 4 katı ceza ücreti yansıtılır. Misal olarak geçilen gişenin ücreti 100 TL olsun, ilgili durumdaki ceza ise 400 TL olacaktır. Bu durumda ise HGS ödemesi tam tamına 500 TL olarak sürücüye yansıyacaktır. Bu sebeple 15 günde abonelik yaptırılarak bir sonraki ihlalden de kaçınılmalıdır.
Kimi durumlarda ilgili ceza kişiye ait olmadan yanlış yazılabilmektedir veya ilgili cihazlar tam olarak etiketi okuyamadığı için ihlal yapmış durumda olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda ise itiraz etmeniz gerekir. Cezanın tarafınıza ulaşmasının ardından 7 gün içerisinde Karayolları Genel Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurabilirsiniz. Buna ek olarak +90 850 460 60 60 numaralı çağrı merkezi üzerinden de cezanıza itiraz etme imkanınız bulunur. Eğer bu itirazlar sonucunda bir sonuca varılmadıysa direkt olarak cezanın 2.400 TL’yi aşmaması halinde İlçe Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurmanız gerekir. 2400 ile 3.610 TL arasında İl Tüketici Hakem Heyeti, 3.610 TL üzerinde ise direkt Tüketici Mahkemelerine başvurulmaktadır.
OGS ile HGS aslında standart kullanıcıları ilgilendirecek kadar çok farklılığa sahip değildir. Tabi ki derinlemesine incelendiklerinde ise farklar ortaya konulabilmektedir. Bunların başında ise aktif RFID ve pasif RFID kullanımı gelmekte. OGS’de aktif etiket adı verilen aktif RFID bulunurken HGS’de ise pasif RFID kullanılmaktadır. Bunların farkları ise:
Tüm bunların dışında yer alan yarı pasif etiketlerin genel kullanım alanlar otomobiller değildir. Uzun aralıklarla kontrol edilen tren ve vagon gibi varlıklarda kullanılırlar. Bu sebeple yazı içerisinde pek fazla kendilerine değinilmemiştir.
Otoyol ve köprülerde en korkulan ve istenmeyen şey hiç şüphesi yoğun trafik diyebiliriz. Geçmişte kullanılan KGS ile beraber gişelerde bu sebeple trafik sık sık oluşmaktaydı. Özellikle trafikte artan araba sayısı ve mevcut KGS sisteminin bu araç artışı ile beraber trafik oluşmasının bir sebebi haline gelmesi OGS’nin ortaya çıkmasının gerekliliğini ortaya koydu. Başlı başına sunmuş olunan bu trafikten kurtulma avantajı dahi önemli bir metrik durumunda.
Bunlara ek olarak günümüzde HGS’nin yapısından dolayı olmayan fakat OGS’de bulunan hızlı şekilde gişeden geçebilme olanağı diyebiliriz. OGS sistemleri HGS sistemlere göre daha etkili bir RFID yakalama oranına sahip olduğu için yüksek hızdaki araçları da daha kolay bir biçimde yakalayabiliyordu fakat bu durum şu soruyu da sordurabilir “O halde neden OGS ile devam edilmedi?”. Bu sorunun cevabını da ilerleyen başlıktaki OGS’nin dezavantajları ve HGS’nin sunduğu avantajlar ile görmek mümkün denebilir.
Yukarıda OGS’nin avantajından bahsederken acaba “OGS varken HGS gereksiz mi?” düşüncesi kafanıza yerleştiyse bunu ortadan kaldırmamıza saniyeler var. OGS her ne kadar ilk çıktığı dönemde çok yenilikçi ve bir soruna direkt olarak çözüm olsa da yıllar içinde eski bir cihaz haline geldi. Özellikle bilet sistemlerinin dünya genelinde daha manyetize ve elektrik gücünden bağımsız hale gelmesi OGS’ye veda ettiğimiz o sürecin temel sebebi desek yanlış olmaz.
OGS’nin başlı başına en büyük dezavantajı hiç şüphesiz bir cihaz yardımı ile kullanılıyor olması. Araçlarda bulunan bu cihazlar LGS gibi sadece ve sadece Garanti Bankası, Halk Bankası, Türkiye İş Bankası, Vakıflar Bankası ve Ziraat Bankası cihazları ile kullanılabilir durumdaydı.
Yazar : Çetaş